7 Şubat 2011 Pazartesi

KÜBRA’NIN ÖLÜMÜ SAMSUN’DA ÇOCUK YOKSULLUĞUNUN EN ÖNEMLİ GÖSTERGESİDİR!

KÜBRA’NIN  ÖLÜMÜ  SAMSUN’DA  ÇOCUK  YOKSULLUĞUNUN  EN  ÖNEMLİ  GÖSTERGESİDİR!
Tekkeköy  ilçesinde  3  aylık  Kübra’nın  beslenme  yetersizliği’ne  bağlı  ölümünü  büyük  üzüntü  içinde  öğrendim.  Son  5  yıldır  bu  kentte  Çocuk  Hakları, Sosyal  Politika, Yoksulluk, çocuk  yoksulluğu  üzerine  hazırlanan  raporlarda  imzası  olan  bir  hekim  olarak,  kamu yönetimine  şunu  sormak  isterim.  Niçin  Samsun’un  Yoksulluk  Profili  çıkarılmamıştır?
            Ayrıca  Kübra’nın  ölümünden  sonra  sergilenen  günü  kurtarmaya  yönelik,  tutarsız  açıklamalarnı kamusal  etiğe  uygun  olmadığını  düşünüyorum.
            Yoksulluğun çocuklar üzerindeki  en sık görülen etkisi beslenme yetersizliğidir. Yoksulluk, eve giren besinlerin yetersizliğine, ev içi stres ve annenin kronik yorgunluğu nedeniyle anne sütünün erken kesilmesine –ki  Kübra’nın  annesi de  bunu  söylüyor- , annenin beslenme yetersizliğine ve bebeklerin düşük doğum ağırlıklı olmasına, sağlıksız fiziksel ortama ve yetersiz sağlık hizmetine neden olarak çocuklardaki beslenme yetersizliğinin temel belirleyicisi olarak rol oynamaktadır.
Yoksulluk annelerin eğitimsizliği yoluyla da beslenme yetersizliğine katkıda bulunmaktadır. Bütün bölgelerde yoksulluk arttıkça düşük ağırlıklı çocuk oranının da arttığına dikkat çekilmektedir. Dünyadaki beş yaş altındaki çocukların yüzde 27'sinin ağırlığının yaşına göre düşük olduğunu ve bunların da büyük bir kısmının gelişmekte olan ülkelerde yaşadığını tahmin etmektedir.
Kennte  her  altı  çocuktan  biri  yoksul.  İlçeler  arasında  eşitsizlikler  daha  belirgin.  Köylerde  çocuklarda  beslenme  eksiklikleri olan  çocuklar   mevcut.
1- Samsun`da çocuk yoksulluğu hızla artmaktadır. Samsun`da kalkınma modeli olarak yapılandırılan politikaların halkın ve özellikle çocukların yoksulluğunu gidermede yetersiz kalmaktadır ve gelir adaletsizliğine yol açmaktadır. Samsun kırsalının marka yolculukları, AB hayalleri, strateji programları ile kaybedecek zamanı yoktur. Kent-kır eşitsizliği çocukların gelişimi önünde ciddi engeller oluşturmaktadır. Çocuklar arasında eğitim eşitsizliği belirginleşmektedir. Kırsal alanlarda annelere ve çocuklara yönelik sağlık hizmetlerine ulaşma zorlaşmaktadır. Sosyal güvenlik ve sağlık sigortası sistemleri dağınıklığı belirginleşmektedir. UNİCEF`in de belirttiği gibi yoksulluğun tek bir göstergesi yoktur ve bu nedenle nicel terimlerle ifadesi her zaman kolay değildir. Yoksulluk çocukların hem biyolojik hem de zihinsel potansiyellerini olumsuz etkiler. Samsun`da çocuk yoksulluğunu izlemek, etkilerini kamuoyuna anlatmak ve çözümler üretmek üzere Çocuk Yoksulluğu Merkezi kurulmalıdır. Samsun`da işsizliği azaltacak ve toplumsal eşitsizlikleri düzeltecek sosyal program acilen başlatılmalıdır. Kaynakların kullanımında en dezavantajlı çocuklara öncelik verilmelidir. Çocukların hepsine sağlık güvencesi sağlayacak çocuklara ücretsiz sağlık hizmeti yasası için siyasilere sivil baskı yapılmalıdır.
2- Çocuk ihmali ve istismarı hızla artmaktadır. Çocuk pornografisi konusunda riskli ülke durumuna gelmiş olan Türkiye için önleyici ve yasal çalışmalara öncelik verilmelidir. Cinsel istismarın önlenmesine yönelik örgün ve yaygın eğitim çalışmaları başlatılmalıdır.
3- Temel Çocuk Sağlığı konusunda, çalışmalar Avrupa ülkelerinin çok gerisindedir. Kapatılan Ana Çocuk Sağlığı Merkezlerinin önemi bugün daha iyi anlaşılmaktadır. İlçe hastanelerinde Çocuk acil servisleri yoktur ve çocuk servislerinde yetersizlik sürmektedir. Samsun Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesinin yer sorunu, dünyanın hiç bir yerinde ve sağlık siteminde kabul edilemeyecek şekilde, Mehmet Aydın Devlet Hastanesinden boşalan yere taşınma şeklinde çözünmeye çalışılacaktır. Erişkin Hastanesini, çocuk hastanesine dönüştürmek, hem finansal hem de sağlık sistemi açısından tercih edilebilir değildir.
4- Çocuk kansızlığı (Demir eksikliği Anemisi) problemi dahi çözülememiştir.
5- Okul Sağlığı çalışmaları ısrarla ihmal edilmektedir. Oysa yaklaşık 250.000 öğrencisi olan bir şehirde, okul sağlığı çalışmaları koruyucu sağlık çalışmaları açısından yaşamsaldır.
6-Anaokulu ve ilköğretim öğrencilerine günlük ücretsiz süt verilmelidir. Eğitimin tüm aşamalarında sağlıklı beslenme önemlidir. Ancak özellikle anaokulu ve ilköğretim birinci kademe öğrencilerinin diğerlerine göre daha dikkatli ve sağlıklı beslenmeleri gerekmektedir. Eğitimde başarılı olabilmek için beslenmenin ne kadar önemli olduğu bilim çevreleri ve beslenme uzmanları tarafından sık sık dile getirilmektedir. Bu amaçla tüm anaokulu ve ilköğretim birinci kademe örgencilerine ücretsiz olarak günlük süt verilmelidir. Bu temel yaklaşımlar, samsun`da yok sayılmaktadır.
7- Okul öncesi Eğitimin yaygınlaştırılmasında sorunlar, devam etmektedir. Kamusal Okul Öncesi eğitimini geliştirmek, yaygınlaştırmak gibi temel bir görev bu ilin yönetimsel erkini beslemektedir.
8- Engelli çocukların eğitimi konusunda bu kentin temel sorunları tanımlanmamıştır. Bu çocuklara yönelik kamusal eğitim kurumları yetersizdir. Personel yetersizlikleri, bina yetersizlikleri planlamaya dahil bile edilmemiştir.
9- Özellikle ilköğretim okullarında okul binasının ve çevresinin fiziksel yetersizlikleri hızla artmaktadır. İlköğretim okullarında sınıf kontenjanları 50`lere ulaşmaktadır.Pek çok Avrupa ülkesinde sınıf mevcutları 24’tür.
10 -İlçeler arası eğitim kalitesi farklılığını gidermeyi amaçlayan kent ölçekli projeler gerçekleştirilememiştir. İlçeler arasında, kent-kır arasında eğitim kalitesi arkı hızla artmaktadır.
11- Çocuğa yönelik şiddet, hızla artmaktadır. Bireysel silahlanmanın denetim altına alınamadığı bu kentte çocuklar, adına “maganda kurşunu, gelenek” denilen yöntemlerle öldürülmektedir. Kamusal erk, bu soruna çözüm üretmekten çok uzaktadır. Bireysel silahsızlanma konusunda temel eğitim programı bile oluşturulamamıştır.
Çocuk yoksulluğu ile mücadele, evrensel hak temelli bir Sosyal Devlet yaklaşımı gerektiriyor.
UZM. DR CEM  ŞAHAN                                        TTB  BÜYÜK  KONGRE  DELEGESİ  2010-2012

KÜBRA’NIN ÖLÜMÜ SAMSUN’DA ÇOCUK YOKSULLUĞUNUN EN ÖNEMLİ GÖSTERGESİDİR!

KÜBRA’NIN  ÖLÜMÜ  SAMSUN’DA  ÇOCUK  YOKSULLUĞUNUN  EN  ÖNEMLİ  GÖSTERGESİDİR!
Tekkeköy  ilçesinde  3  aylık  Kübra’nın  beslenme  yetersizliği’ne  bağlı  ölümünü  büyük  üzüntü  içinde  öğrendim.  Son  5  yıldır  bu  kentte  Çocuk  Hakları, Sosyal  Politika, Yoksulluk, çocuk  yoksulluğu  üzerine  hazırlanan  raporlarda  imzası  olan  bir  hekim  olarak,  kamu yönetimine  şunu  sormak  isterim.  Niçin  Samsun’un  Yoksulluk  Profili  çıkarılmamıştır?
            Ayrıca  Kübra’nın  ölümünden  sonra  sergilenen  günü  kurtarmaya  yönelik,  tutarsız  açıklamalarnı kamusal  etiğe  uygun  olmadığını  düşünüyorum.
            Yoksulluğun çocuklar üzerindeki  en sık görülen etkisi beslenme yetersizliğidir. Yoksulluk, eve giren besinlerin yetersizliğine, ev içi stres ve annenin kronik yorgunluğu nedeniyle anne sütünün erken kesilmesine –ki  Kübra’nın  annesi de  bunu  söylüyor- , annenin beslenme yetersizliğine ve bebeklerin düşük doğum ağırlıklı olmasına, sağlıksız fiziksel ortama ve yetersiz sağlık hizmetine neden olarak çocuklardaki beslenme yetersizliğinin temel belirleyicisi olarak rol oynamaktadır.
Yoksulluk annelerin eğitimsizliği yoluyla da beslenme yetersizliğine katkıda bulunmaktadır. Bütün bölgelerde yoksulluk arttıkça düşük ağırlıklı çocuk oranının da arttığına dikkat çekilmektedir. Dünyadaki beş yaş altındaki çocukların yüzde 27'sinin ağırlığının yaşına göre düşük olduğunu ve bunların da büyük bir kısmının gelişmekte olan ülkelerde yaşadığını tahmin etmektedir.
Kennte  her  altı  çocuktan  biri  yoksul.  İlçeler  arasında  eşitsizlikler  daha  belirgin.  Köylerde  çocuklarda  beslenme  eksiklikleri olan  çocuklar   mevcut.
1- Samsun`da çocuk yoksulluğu hızla artmaktadır. Samsun`da kalkınma modeli olarak yapılandırılan politikaların halkın ve özellikle çocukların yoksulluğunu gidermede yetersiz kalmaktadır ve gelir adaletsizliğine yol açmaktadır. Samsun kırsalının marka yolculukları, AB hayalleri, strateji programları ile kaybedecek zamanı yoktur. Kent-kır eşitsizliği çocukların gelişimi önünde ciddi engeller oluşturmaktadır. Çocuklar arasında eğitim eşitsizliği belirginleşmektedir. Kırsal alanlarda annelere ve çocuklara yönelik sağlık hizmetlerine ulaşma zorlaşmaktadır. Sosyal güvenlik ve sağlık sigortası sistemleri dağınıklığı belirginleşmektedir. UNİCEF`in de belirttiği gibi yoksulluğun tek bir göstergesi yoktur ve bu nedenle nicel terimlerle ifadesi her zaman kolay değildir. Yoksulluk çocukların hem biyolojik hem de zihinsel potansiyellerini olumsuz etkiler. Samsun`da çocuk yoksulluğunu izlemek, etkilerini kamuoyuna anlatmak ve çözümler üretmek üzere Çocuk Yoksulluğu Merkezi kurulmalıdır. Samsun`da işsizliği azaltacak ve toplumsal eşitsizlikleri düzeltecek sosyal program acilen başlatılmalıdır. Kaynakların kullanımında en dezavantajlı çocuklara öncelik verilmelidir. Çocukların hepsine sağlık güvencesi sağlayacak çocuklara ücretsiz sağlık hizmeti yasası için siyasilere sivil baskı yapılmalıdır.
2- Çocuk ihmali ve istismarı hızla artmaktadır. Çocuk pornografisi konusunda riskli ülke durumuna gelmiş olan Türkiye için önleyici ve yasal çalışmalara öncelik verilmelidir. Cinsel istismarın önlenmesine yönelik örgün ve yaygın eğitim çalışmaları başlatılmalıdır.
3- Temel Çocuk Sağlığı konusunda, çalışmalar Avrupa ülkelerinin çok gerisindedir. Kapatılan Ana Çocuk Sağlığı Merkezlerinin önemi bugün daha iyi anlaşılmaktadır. İlçe hastanelerinde Çocuk acil servisleri yoktur ve çocuk servislerinde yetersizlik sürmektedir. Samsun Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesinin yer sorunu, dünyanın hiç bir yerinde ve sağlık siteminde kabul edilemeyecek şekilde, Mehmet Aydın Devlet Hastanesinden boşalan yere taşınma şeklinde çözünmeye çalışılacaktır. Erişkin Hastanesini, çocuk hastanesine dönüştürmek, hem finansal hem de sağlık sistemi açısından tercih edilebilir değildir.
4- Çocuk kansızlığı (Demir eksikliği Anemisi) problemi dahi çözülememiştir.
5- Okul Sağlığı çalışmaları ısrarla ihmal edilmektedir. Oysa yaklaşık 250.000 öğrencisi olan bir şehirde, okul sağlığı çalışmaları koruyucu sağlık çalışmaları açısından yaşamsaldır.
6-Anaokulu ve ilköğretim öğrencilerine günlük ücretsiz süt verilmelidir. Eğitimin tüm aşamalarında sağlıklı beslenme önemlidir. Ancak özellikle anaokulu ve ilköğretim birinci kademe öğrencilerinin diğerlerine göre daha dikkatli ve sağlıklı beslenmeleri gerekmektedir. Eğitimde başarılı olabilmek için beslenmenin ne kadar önemli olduğu bilim çevreleri ve beslenme uzmanları tarafından sık sık dile getirilmektedir. Bu amaçla tüm anaokulu ve ilköğretim birinci kademe örgencilerine ücretsiz olarak günlük süt verilmelidir. Bu temel yaklaşımlar, samsun`da yok sayılmaktadır.
7- Okul öncesi Eğitimin yaygınlaştırılmasında sorunlar, devam etmektedir. Kamusal Okul Öncesi eğitimini geliştirmek, yaygınlaştırmak gibi temel bir görev bu ilin yönetimsel erkini beslemektedir.
8- Engelli çocukların eğitimi konusunda bu kentin temel sorunları tanımlanmamıştır. Bu çocuklara yönelik kamusal eğitim kurumları yetersizdir. Personel yetersizlikleri, bina yetersizlikleri planlamaya dahil bile edilmemiştir.
9- Özellikle ilköğretim okullarında okul binasının ve çevresinin fiziksel yetersizlikleri hızla artmaktadır. İlköğretim okullarında sınıf kontenjanları 50`lere ulaşmaktadır.Pek çok Avrupa ülkesinde sınıf mevcutları 24’tür.
10 -İlçeler arası eğitim kalitesi farklılığını gidermeyi amaçlayan kent ölçekli projeler gerçekleştirilememiştir. İlçeler arasında, kent-kır arasında eğitim kalitesi arkı hızla artmaktadır.
11- Çocuğa yönelik şiddet, hızla artmaktadır. Bireysel silahlanmanın denetim altına alınamadığı bu kentte çocuklar, adına “maganda kurşunu, gelenek” denilen yöntemlerle öldürülmektedir. Kamusal erk, bu soruna çözüm üretmekten çok uzaktadır. Bireysel silahsızlanma konusunda temel eğitim programı bile oluşturulamamıştır.
Çocuk yoksulluğu ile mücadele, evrensel hak temelli bir Sosyal Devlet yaklaşımı gerektiriyor.
UZM. DR CEM  ŞAHAN                                        TTB  BÜYÜK  KONGRE  DELEGESİ  2010-2012

18 Ocak 2011 Salı

600 MİLYONLUK STAD VE SAMSUN'DA AÇLIKTAN BEBEK ÖLDÜ


SAMSUN’DA  AÇLIKTAN  BEBEK  ÖLDÜ
DR.CEM  ŞAHAN
            Açlıktan  öldü.
Sağ  ayağı  kopan  babanın  sigortası  yokmuş.
Kendisini  sigortalı  sanıyormuş.
Ayağı  kopan,    kazasından  sonra  açlık  başlamış.
Anne  dileniyormuş.
3  günlük  ekmeği  çocuklarına  veriyormuş.
Kübra  3  aylıktı.
Bir  akşam  vakti  öldü.
Savcı  otopsi  yaptı.
Beslenme  yetersizliği..
Açlık.
Açlık.
Açlık.
Tekkeköy’de  yaşıyordu  Kübra.
2  ablası  vardı.
3  aylıktı.
Öldü..
Açlıktan..  Şairin  dediği  gibi :
Açlık ordusu yürüyor
yürüyor ekmeğe doymak için
ete doymak için
kitaba doymak için
hürriyete doymak için.
Yürüyor köprüler geçerek kıldan ince kılıçtan keskin
yürüyor demir kapıları yırtıp kale duvarlarını yıkarak
yürüyor ayakları kan içinde.
Açlık ordusu yürüyor
adımları gök gürültüsü
türküleri ateşten
bayrağında umut
umutların umudu bayrağında.
Açlık ordusu yürüyor
şehirleri omuzlarında taşıyıp
daracık sokakları karanlık evleriyle şehirleri
fabrika bacalarını
paydostan sonralarının tükenmez yorgunluğunu taşıyarak.
……..
Açlıktan  bebelerimiz  ölüyor.
Ne  konuşuyorsunuz  daha,
Çağ  atladık  masalcıları..
Ne  diyorsunuz  1.  Sınıf  demokrasi  alkışçıları…
600  milyonluk  stad  yapıyoruz  diye  övünüyoruz da, avuç  içi  kadar  bebeyi  doyuramıyoruz.

KARADENİZ ENGELLİLER FEDERASYONU ZİYARETİ


11 Aralık 2010 Cumartesi

SAMSUN İNTİHAR VE ŞİDDET KENTİ OLMUŞTUR.

BASIN  AÇIKLAMASI
SAMSUN  İNTİHAR  VE  ŞİDDET  KENTİ  OLMUŞTUR.
12.ARALIK.2010
            Geçen  hafta,  bu  kentte  bu  kente  hizmet  vermiş  2  insanın  intiharına  şahit  olduk.  Bu  süreç,  bir  iki  köşe  yazarının  hassasiyeti  ile  geçiştirilmeyecek  kadar  önemlidir.
Samsun’da  şiddetin, intiharın, depresyon  olgularının  arttığı  bir  süreci  yaşıyoruz.  Toplumsal  dinamiklerinin  Samsun’da  ruh  Sağlığını  bozduğu  sosyolojik  bir  krizin  eşiğinde  olan  bir  kentte, kamu yönetimsel  tercihlerin  hala  yanlış  iktisadi  modellerle  yönlendirilmesi, sorgulanması  gereken  bir  süreçtir.
1- TBMM  Şiddet  Komisyonu  Raporu  2008  yılında  bir  çok  parametrede Şiddette Samsun’u  birinci  il  ilan  ederken, maalesef  Samsun  kamu yönetimi  Marka  Yolculuğu  gibi  iktisadi  olarak  boşlukta  duran  projelere  yönelmiş, sosyolojik  ve  psikolojik  çalışmalar  ve  gruplar  başlatılamamıştır.  Samsun  bu  konuda  bilimsel  çalışma  yapmaya  zorunludur.
2-İntihar  girişiminde  bulunan  ve  yaşama  devam  tüm  bireylerin  sosyolojik  ve  psikolojik  incelenmesi  yapılmalı  ve  destek  programları  oluşturulmalıdır.
3- Sağlık Müdürlüğü Ruh Sağlığı Şube Müdürlüğü bünyesinde Psikolojik Danışma Destek ve Eğitim Merkezi oluşturulmalı  ve  etkin  çalışmalar  yapmalıdır. Devlet İstatistik Enstitüsü 2003 yılı verilerine göre Türkiye’de 2.705 intihar vakası tespit edilmiştir. Sayısal olarak bakarsak Türkiye’de her 3,5 saatte bir “1” intihar gerçekleşmektedir. Samsun   2009-2010  intihar  ölümleri  55  civarındadır. Böyle bakıldığında aslında intiharın sosyal bir problem olduğu açıkça görülmektedir. İntihar “bireyin duygusal, ruhsal ya da sosyal sebeplerin etkisiyle kendi hayatına son vermesi olarak tanımlanmaktadır
4-Günümüzde ruh sağlığı genel sağlığın ayrılmaz bir parçası olarak kabul edilmektedir. Ruh sağlığı ile ilgili sorunlar sık görülmeleri, yeti kaybı ile sonuçlanabilmeleri ve ekonomik kayıplara neden olabilmeleri nedeniyle toplumsal açıdan büyük bir öneme sahiptir. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre küresel düzeyde hastalık yükünün % 12.3'ünün ruh sağlığı ile ilgili sorunlar oluşturmaktadır. Türkiye'de de saha araştırmaları ruh sağlığı bozukluklarının yaygınlığının % 20 dolayında olduğuna işaret etmektedir. Ruh sağlığı hizmetlerinin birinci basamak sağlık hizmetlerine entegrasyonunda yaşanan sorunlar   aşılmalı  ve  bu  konuda  çok  hızlı  eğitim  programları  uygulanmalıdır.
5-Samsunda  gençler  arasında  intihar  düşüncesi  yaygındır. Bu  konuda  Milli  Eğitim  Müdürlüğü  projeler  geliştirmelidir.
6-İntihar eğiliminin başlıca sebeplerinin 30  yaş  sonrası  işsizlik ve göç, yoksulluk ve şehir hayatına ayak uyduramama gibi olguların oluşturduğunu Samsun  için  belirgindir.      
7-Samsun’da  son 10 yılda yaşanan ekonomik krizlerle birlikte, işsizliğin boyutları giderek artmış ve sonuçları bakımından işsizlik sadece ekonomik bir problem olmaktan çıkarak öncelikle sosyal bir problem kimliği kazanmıştır.  Ekonomik kaynaklı nedenleri bir arada değerlendirdiğimiz taktirde (Geçim zorluğu ve Ticari başarısızlık), intihar nedenleri arasında   önemli  bir  yer  tutmaktadır.
8-Ruh  sağlığı  koruyucu  çalışmalarına  öncülük  edilmelidir.
9- Samsun  il  merkezinde  ve  ilçelerinde  son  8  ayda  çok  sayıda  intihar  olayı  gerçekleşti.  Bu  intiharların  bir  kısmı  ise  ölüm  ile  sonuçlandı.  Geçen  yıl Samsun'un Vezirköprü ilçesine bağlı Beşpınar Köyü İlköğretim Okulu'nda üst üste intihar olayları meydana  geldi.  İntihar  Önlenebilen  halk  sağlığı  sorunudur.  Soruna çok disiplinli bir çalışmayla, özellikle planlı bir ruh sağlığı politikası ile yaklaşılması gerekmektedir.
10-Kente  uygulanan  yanlış  ekonomik  politikalar  ve  kriz  ile   birlikte işsizliğin boyutlarının giderek arttığı, geçim zorluğu ve ticari başarısızlıkların intihar nedenleri arasında  olduğu gerçeği  göz  önünde  tutulmalıdır.
SAMSUN  İÇİN  İNTİHARLARI  ÖNLEME EKONOMİ  ACİL  EYLEM  PLANI OLUŞTURULMALIDIR. Sağlık Bakanlığı ve diğer sağlık kuruluşları öncülüğünde ruhsal destek ünitelerinin kurularak hızla yaşama geçirilmesi,  yaygınlaştırılması temel  yaklaşımdır.İşten  atılan  tüm  işçiler  ve yakınları  sosyal  güvenlik  kapsamı alınmalıdır. Acilen  kent  yoksulluk  profili  çıkarılmalıdır.İşsizlerin ailelerine ve çocuklarına yönelik temel yaşam gereksinimlerinin sağlanmalıdır.İşsizlere verilen işsizlik yardımının süresinin uzatılmalıdır.İşsizlerin  ve  ailelerinin sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlanmaları sağlanmalıdır.Gelir düzeyinde bozulma nedeniyle dengeli ve yeterli beslenemeyen, sağlıklı konutta yaşayamayan ve sağlıklı yaşamak için gerekli önlemleri alma imkanından mahrum yoksulların sık hastalandıkları bilinen bir durumdur. Samsun’da  tüm  belediyeler  reklam  giderlerini  kriz  döneminde  sıfırlayarak, bu  kesime  doğrudan  temel  vatandaşlık  geliri  sağlamalıdır. Bu  şehirde  önemli  bir  istihdam  modeli  olan  TAŞERONLAŞMA konusunda    güvencesi  sağlanmalı  ve  taşeron  işçilerin  ücretlerinin  geciktirilmeyeceği  gerçeği  SAMSUN  Valiliği  tarafından  denetlenmelidir.Çalışan kesimlerden sağlık hizmetlerinde alınan  katkı payları ve ilaç yüzdeleri kaldırılmalıdır. Her düzeyde eğitim kurumlarında/ okullarda ruhsal ve bedensel rahatsızlıklara karşı eğitim programları hazırlanmalıdır. Yoksun ve yoksulların kullandıkları ulaşım, su, elektrik ve ısınma için gerekli enerji kaynağı ücretsiz olarak temin edilmelidir.
UZM.DR.CEM  ŞAHAN
TÜRK  TABİPLERİ  BİRLİĞİ
BÜYÜK  KONGRE  DELEGESİ